Gerçekten mi yarın geliyor

bien travailler — iyi çalışmak

Tu vas bien ? — İyi misin ?

servir bien frais — çok soğuk servis yapın

bien s'amuser — güzel eğlenmek

Il arrive bien demain ? — Gerçekten mi yarın geliyor ?

Je veux bien t'aider. — Sana yardım etmeyi kabul ediyorum.

Le film était bien. — Film iyiydi.

se sentir bien — kendini iyi hissetmek

On est bien chez toi. — Senin evinde insan kendini hoş hissediyor.

Ce n'est pas bien de mentir. — Yalan söylemek hoş değil.

Il est encore bien pour son âge. — Yaşına göre hâlâ yakışıklı.

le bien et le mal — iyilikle kötülük

vouloir du bien à qqn — birinin iyiliğini istemek

Ce médicament m'a fait du bien. — Bu ilaç bana iyi geliyor.

dire du bien de qqn — birinden iyi sözetmek

avoir des biens — malı mülkü olmak